Popüler kültür, fanteziyi gerçeklikten ayıramıyorsak “deli”
olduğumuzu söyler. Böyle tanımlanıyorsa, hepimizi deliyiz. (bunda yeni bir şey yok!)
Fantezi ve gerçeklik sorunlarından kurtulmanın anahtarı her
zaman ikisinden hangisiyle uğraştığınızı bilmektir!
Fantezinin Tanımı
Birçok insan rüyaların ve düşlerin fantezi olduğunu bilir
ama çok azı her bir düşüncenin de fantezi olduğunu bilir. Örnek: Hepimiz
“2+2=4” doğru bir cümle olduğunda hemfikirizdir. Fakat iki çift nesne önümüzde
olmadıkça bu doğru cümle gerçek olmaz.
Bazı fantezilerin DOĞRU olduğunda anlaşsak bile, bu onun
GERÇEK olduğu anlamına gelmez. Gerçekleşinceye kadar fantezidir.
Gerçeklik Tanımı
Duyularımız aracılığıyla algıladıklarımız gerçekliktir. (göz
aldanmaları gibi daha belirsiz şey dışında) Eğer bir şeyi görüyor, işitiyor,
tadıyor veya dokunuyorsak gerçektir.
Kutsanmış Bir Lanet
Mi?
Biz insanlar fantezi kuran tek varlık olduğumuza
inanmışızdır. Yunuslar ve diğer hayvanlar üzerinde
yapılan çalışmalarda yalnız olmadığımız anlaşıldı.
Fantezi kurabilme yeteneği
eğlenmek ve problem çözmek için birçok yol açar, fakat sinir bozukluğu, psikoz
gibi her türlü “ruhsal acı” için de birçok yol açar.
Fanteziyi Kullanma Zamanı
Fantezileri
SADECE eğlenmek ve KISA sorun çözmek için kullanın.
Fanteziyi Eğlence İçin Kullanmak
Eğlenceli
olabilecek her durum içinde kendinizi hayal edin. [bazen şiddeti hayal etmek
bile eğlenceli olabilir! O kadar çok kızgınsanız baskıyı azaltmak için bu tür
fantezilere ihtiyaç duyabilirsiniz.]
Fanteziyi Sizi Üzecek
Duyguları Yaratmak İçin Kullanmayın!
Kötü duygular yaratmak hiç de sağlıklı bir eğlence
değildir!
Eğer bir problem çözmeye çalışmıyorsanız, kendinizi
korkutan, üzen veya kızdıran durumlar içinde hayal etmeyin.
Eğlence Hayallerini
Gerçeklikle Karşılaştırmayın
Fantezi mükemmel olabilir, gerçeklik olamadığından,
eğlendiren fantezilerimizi gerçeklikle karşılaştırmak her zaman kötü duygulara
yol açar!
Fantezileri Kısa
Problem Çözümünde Kullanmak
Fanteziyi problem çözümü için kullanmak akıllıca ve
gereklidir. Örneğin, iki apartman arasında seçim yapıyorsanız, her ikisinde de
nasıl yaşayabileceğinizi hayal edip, iki duygu arasındaki farkı
karşılaştırabilirsiniz. Fakat bu sadece bir iki dakikanızı almalıdır!
Çok Uzun Sürüyorsa
Problem Çözümü Değildir.
Beyinlerimiz inanılmayacak kadar hızlıdır, hızlı bilgisayarlar kadar çabuk çalışırlar.
Birkaç dakika düşündükten sonra problemin çözülebilir olup
olmadığını içgüdüsel olarak anlarız. Sonrasında tüm yaptığımız, problemin ne
kadar çözümsüz olduğu hakkında kendimizin sinirini bozmaktır!
Bir problem birkaç dakikalık düşünmeyle çözülmüyorsa, eğer
yeni bir bilgiye sahip değilsek, çözümsüz olduğuyla yüzleşmemiz gerekir. Çözülmeyen
problem size acı verir, bir arkadaşınızı arayın, konuyu sevgilinizle tartışın, internette
araştırın, o alanda uzman birisiyle konuşun. Yeni bir bilgi getirecek her şeyi
yapın, çözümsüz problem size fazla acı vermiyorsa bırakın gitsin! Çözümsüz
problem duygusal acıya yol açıyorsa ve bırak gitsin diyemiyorsanız, terapistler
bunun içindir.