DİKKAT!

DİKKAT: Bloga girilmiş çoğu yazı ya çocuklukta yaşanmış cinsel istismar ve tecavüzle ya da ergenlik ve/veya yetişkinlikte yaşanmış tecavüz, cinsel saldırıyla ilgilidir. Bu tür yazıları okurken yaşadığınız olayı/olayları zihninizde tekrar yaşayabilirsiniz. Eski korku ve kaygılarınız yüzeye çıkabilir. Her hangi bir şeyle (ses, görüntü, koku, dokunma, tat) olayla, olaylarla ilgili anılarınız tetiklenebilir, geriye dönüşler (flashback) yaşayabilirsiniz. Böyle durumlarda okumayı bırakmanız, ihtiyaç duyduğunuzda, gücünüzü toplayınca tekrar okmanız iyi olabilir.

8 Nisan 2012 Pazar

Arzularınız ve İhtiyaçlarınız

Bu konu duygularınızın ne olduğunu, kendinize yardım etmek için onları nasıl kullanacağınızı ve yolunuza çıkanlarla nasıl baş edeceğinizi açıklar.
Bu bilgi, vereceğiniz her karara ve hayatınızın her saniyesine uygun düşer. Bu birkaç sayfada anlatılan kavramları öğrenmek hayatınızı ilerletmenize yardım edebilir.
Terapiye gidiyorsanız bu sayfaları düzenli olarak, belki terapistinizle görüşmeden önce veya sonra okumanız iyi olabilir. Bu kavramları terapide öğrendiklerinize uygulayın.

Kendi başınıza kendi değişiminiz üzerinde çalışıyorsanız, bu sayfaları kolay ulaşılacak yere koyun ve düzenli olarak okuyun.
Enerjiniz ve duygularınız
Fiziksel enerjimizi, bedenlerimize–mükemmelce değil, saplantılı değil- iyi bakarak elde ederiz.

Duygularımızın arzularımız ve ihtiyaçlarımız hakkında bize sağladığı bilgi ve onların adres gösterdiği tüm enerjiyi sağlamak için, sadece yemek yemek, uyumak ve hareket etmemiz gerekir.  
Duygular aslında –çok belirgin olarak- neye ihtiyacımız olduğunu veya neyi arzuladığımızı söyleyen enerji kabarmalarıdır.
Duygularımız dikkatimi çekecek kadar güçlüyken, birçok şeyin üstesinden gelecek enerjiye sahip olduğumuzdan emin olabiliriz.

İhtiyaçlarınız  
ihtiyaçlar hayatta kalmayla ilgilidir.
İhtiyacımız olanı karşılamasaydık ölebilirdik.
Bir yetişkin de bir bebekle aynı şeylere ihtiyaç duyar.
Yiyecek, hava, alan, hareket, ısı kontrolü  (çok soğuk veya çok sıcaktan kaçmak) ve kaybı en aza indirmeye ihtiyaç duyarız.

Ayrıca birbirimizden ilgi veya “okşanmaya” ihtiyaç duyarız.
Başka bir şeye değil!


İlgi veya “okşanmaya” ihtiyaç duymak
“Okşanmak” onaylanma birimidir.
Okşandığımız zaman birisi tarafından fark edilmişiz demektir.

Bebekler hayatta kalmak için okşanmaya ihtiyaç duyarlar.
Yetişkinler ilgi görmek (sadece onaylanmak) için okşanmayı isterler ki, hayatlarımızda deneyimlediğimiz en güçlü arzudur.


Dört çeşit okşanma

OKŞANMA ÇEŞİTLERİ
İLGİNİN KİMDEN GELDİĞİ:
ÖRNEK
Şartlı olumlu
Yaptığınız bir şeyi seven insanlar.
"Bunu yapmanı seviyorum."
Şartlı negatif
Yaptığınız bir şeyi sevmeyen insanlar.
"Sende şunu sevmiyorum."
Koşulsuz pozitif
Sizi bir bütün olarak seven insanlar.
"seni seviyorum!"
Koşulsuz negatif
Sizi bir bütün olarak sevmeyen insanlar.
"Değersizsin!"

İlk üçü alın ve derinlemesine özümseyin.
Tüm “koşulsuz negatif okşanmaları” güçlü biçimde reddedin ve atın!

Rahatsızlığın ilk işareti
Bazı insanlar ihtiyaçlarını görmezden gelirler.
Acı içinde yaşarlar ve belki bu yüzden ölürler.
Çoğumuz ihtiyaçlarımızı görmezden gelmeyiz.
Bazen ihtiyacımızı fark ederiz ama sonra rahatsızlık acıya dönüşene kadar bekleriz.
Beklemeyin!

İlk rahatsızlık sezgisini fark etme konusunda uzmanlaşın!
İlk rahatsızlık işaretinde fiziksel ihtiyaçlarınızı gidererek duygusal problemlerinizi savuşturun!

Duygular için tetikleyiciler
Sezgiler gerçeklik veya fantezi ile tetiklenirler.
(her zaman biri veya ötekidir, hiçbir zaman ikisi birden olmaz.)

GERÇEKLİK bize duyularımız aracılığıyla iletilir.
Görebiliyorsak, duyabiliyorsak, tadabiliyorsak, koklayabiliyorsak, tenimizde hissediyorsak gerçektir.

FANTEZİ –düşüncelerin, anıların, rüyaların, fikirlerin de dâhil olduğu bir zihin eylemidir.

Fantezi BİZE gelmez, beyinlerimiz aracılığıyla BİZDEN gelir.

Sadece biz düşündüğümüzde doğru veya yanlış olabilir ama gerçek değildir!

Yarattığımız duygular
Duyularımız aracılığıyla olmayan, beynimizin ürünü duygular gereksiz ve isteğe bağlı, çünkü gerçek değiller.

Acı veren duygular yaratıyorsak, iyi hissetmek için düşünme biçimimizi değiştirmek zorundayızdır.

Hoşa giden duygular yaratıyorsak, sadece hayal ediyoruz, hatırladığımız sürece çok iyi.

Bazen o kadar güçlü duygular yaratırız ki, duyularımız yoluyla gelen gerçek hislerimizi saklarlar. Bunu yaptığımızda gerçeklikten uzaklaşmış, ciddi hatalar yapma tehlikesi içinde oluruz.