DİKKAT!

DİKKAT: Bloga girilmiş çoğu yazı ya çocuklukta yaşanmış cinsel istismar ve tecavüzle ya da ergenlik ve/veya yetişkinlikte yaşanmış tecavüz, cinsel saldırıyla ilgilidir. Bu tür yazıları okurken yaşadığınız olayı/olayları zihninizde tekrar yaşayabilirsiniz. Eski korku ve kaygılarınız yüzeye çıkabilir. Her hangi bir şeyle (ses, görüntü, koku, dokunma, tat) olayla, olaylarla ilgili anılarınız tetiklenebilir, geriye dönüşler (flashback) yaşayabilirsiniz. Böyle durumlarda okumayı bırakmanız, ihtiyaç duyduğunuzda, gücünüzü toplayınca tekrar okmanız iyi olabilir.

31 Ekim 2012 Çarşamba

Istırabınıza karşı anlayışlı olun: Acıtanlara karşı alternatifler

© 1997-2009, Monika 

Bazen eğlenmeye çalışmak, kendiniz, ihtiyaçlarınız ve arzularınız hakkında daha fazla şey öğrenmek için iyi bir yol olsa da, şu anda bunu yapmak imkânsız olabilir. Bir kere kendini suçlama davranışlarını ve inançlarını bir kenara bıraktığınızda, sizde ruh burkan acı yaratan öz-yıkıcı davranışlarınızı belirginleştiren konuların yüzeye çıktığını fark edebilirsiniz. Plajda oynayıp gülmek için, bu tür bir acıyı bir kenara itebilmek her zaman mümkün olmaz. Bunda sorun yok. Acınıza karşı anlayışlı olun. Şifa bulmaya başlamanıza izin vereceğini düşünerek acınızı kucaklayın. 


Özellikle, acıya karşı anlayışlı olmak, sizin için hiç alışılmamış bir şey olabilir. Her zaman kendinize zarar vererek acıyla başa çıkmış olabilirsiniz. Hatta kendinize zarar vermek, sizi acınızdan kurtarmış olabilir. Sizden yeni bir şey denemenizi istiyorum. Kendini aç bırakmak, alkole boğmak, kusarak çıkarmak veya başka herhangi bir kendine zarar verme davranışına başvurmak yerine, kendinize koşulsuz müşfik bir şefkatle davranacağınıza dair söz verin. Sürecinizin neresinde olduğunuzu koşulsuz kabul edeceğinize dair kendinize söz verin. İçeride bu kadar acı çekiyorken kendinizden kolayca vazgeçmeyin. Kendiniz için orada olun.

Acı çekiyorken veya rahatlatılmaya ihtiyacınız varken, içgüdüsel olarak başkalarına anlayışlı davranıyor olabilirsiniz. Fakat sıra size geldiğinde, kendinize karşı nasıl anlayışlı olacağınızı tamamen unutmuş olabilirsiniz. Şefkat ve anlayışı hak etmediğinizi hissediyor olabilirsiniz. Kendinize, inansanız da inanmasanız da, şefkat görmeyi hak ettiğinizi söyleyin. Zaten şimdiye kadar yeteri kadar acı çektiniz ve zarar gördünüz. Şu andan itibaren şefkat ve sevgiye sahip olmayı hak ediyorsunuz. Her gün sıklıkla bunu kendinize tekrarlayın, er geç bu sözlere inanacaksınız. Aşağıda acınızı dindirmek için, kendi kendinize yapabileceğiniz bir liste var…

Sürecinizin neresinde olduğunuzu kabul edin. Bu kendinizi olumlamak anlamına gelir: “ şu anda acı içindeyim. Beni derinden yarayan çok fazla şey var. Bu yaralar henüz iyileşmedi ama bu acıyı çekmekte bir sorun yok. Acıma dokunmak, onu hissetmek, bir süre onunla birlikte oturmak beni şifa bulmaya yönlendirecek. Şu an iyi hissetmesem bile: iyi olacağım.”

Acınızı hissetmek için kendinize izin verin. Acınızdan kaçmayın veya yeme sorunlarıyla üstünü kapamayın. Yaralanmış içinizle bağlantı kurun. Tamamen iyileşmek için acının içinden geçip gitmeniz gerektiğini hatırlayın. Diğer tarafa geçeceksiniz. Hayatta kalacaksınız, başaracaksınız!

Kafanızın içindeki eleştirmeni susturun. İçinizdeki eleştirel sese, onu yeteri kadar dinlediğinizi söyleyin. Size saygı duymasını öğretin. İçinizdeki eleştirel sese, artık onun acı veren mesajlarını dinlemeyeceğinizi söyleyin.


Ona, onun yerine kalbinizin yumuşak sevecen sesini dinleyeceğinizi söyleyin. Sonra da kalbinizin sesine bağlanın. Acınız hakkında size ne diyor? Size neler öneriyor? Kalbiniz sizi hangi yöne yöneltiyor? Size içinde bulunduğunuz süreci olumlamanızı söylüyor mu? İçinizde hissettiklerinize karşı dürüst olmanızı ve onlarla zaman geçirmenizi söylüyor mu? İçinizde hissettiklerinizle geçirdiğiniz zamana, sakin bir yürüyüşle veya müzik dinleyerek ara vermenizi söylüyor mu?

• Ağlamak acıyı yatıştırır. Rahat bir noktada kıvrılıp hüngür hüngür ağlayın. Hiç ağlamamış olduğunuz için içinizde çok fazla gözyaşı birikmiş olmalı. Kendine zarar verme düşüncesi ve davranışından oluşan barikat, artık gözyaşlarınızı engellemeyecek, ağlayarak atmak için özgürsünüz. Ağlamak ruhunuzun boğulmamasını sağlar, ağlamak sizi özgür kılabilir.

• Yumuşak, doldurulmuş pelüş hayvana sarılın. Hiç kimse doldurulmuş pelüş hayvanın verdiği rahatlama için yaşlı değildir. Sahip değilseniz, bir dükkâna gidin, arkadaşça, sevgiyle bakan bir tanesini alın. Çocukluğunuza dair bir acı içindeyseniz, doldurulmuş pelüş hayvan özellikle rahatlatıcı olabilir. Hatta acınız bugünle bağlantılı olsa bile, doldurulmuş pelüş hayvan güvende ve rahatlamış hissetmenizi sağlayabilir. Kendinize, sevecenliği ve rahatlamayı hak ettiğinizi hatırlatın.

• Size karşı anlayışlı olacak birilerini arayın ve konuşun. Sizi yargılamadan dinleyecek, her şeyi anlatabileceğiniz yakın bir arkadaşınızı veya terapistinizi arayın. Çatlak, ağlamaklı sesinizi duyacak ve sakinleştirecek birini arayın. Her şeyin tekrar iyi olacağına güvence verecek birileriyle konuşun. Bu kişilerin, bunu aşabileceğinizin ve aşacağınızın güvencesini vermelerini sağlayın. Bazen acı kesif olabilir ve ötesinde uzanan berrak gökyüzünü göremeyebiliriz. Bu berrak gökyüzünü görebilen ve size orada olduklarını söyleyen birilerinin yanınızda olması yardımcı olur.

• Dışarı çıkın ve yürüyüş yapın. Çiçekleri koklayın ve şarkı söyleyen kuşların sesini dinleyin. Başınızı güneşe doğru çevirin, gözlerinizi kapatın ve sıcaklığını yüzünüzde hissedin. Eğer kış zamanıysa, dünyayı kaplayan yumuşak kar battaniyesi üzerinde güneş ışınlarının oynaşmalarını seyredin. Teninize değen sert havayı hissedin. Bir parka gidin ve buz üzerinde kayan çocukları seyredin. Kendinize acınızın dışında koca bir dünya olduğunu hatırlatın, ki onun derinliklerinde sonsuza kadar kaybolmayacak, tekrardan yüzeye çıkacaksınız.


• Kendinize çiçek alın. İçinde sevdiğiniz çiçekler ve renkler olan bir demet çiçek seçin veya oluşturun. Onları evde, gün boyunca görebileceğiniz bir yere koyun. Çiçekleri sık sık koklayın. Çiçeklerin yumuşak taç yapraklarına dokunun ve hayran kalın, sizin gibi güzeller.

• Acıyan kalbinizi yatıştıran bir müzik çalın. Belki sizi sakin ve rahatlamış hissettirecek yumuşak bir müzik. Belki de ağlamanıza yardım eden bir müzikle acınızın birazını serbest bırakmaya başlayacaksınız. Belki sizi birazcık kaldıracak ve yeni bir görüş açısı kazandıracak canlı bir müzik.

• Güvendiğiniz birinden sizin için bir CD doldurmasını isteyin. Bu kişi yakın bir arkadaşınız veya terapistiniz olabilir. Yapmanız için alıştırmalar içeren bir rahatlama CD’si veya sadece size destek ve umut sundukları, sizi motive eden seslerin kayıtlı olduğu bir CD de olabilir. Kendinizi üzgün ve yalnız hissettiğiniz her anda bu cdyi dinleyin. Rahatlamaya ihtiyaç duyduğunuz her an dinleyin. Ne kadar çok gerekiyorsa o kadar çok dinleyin.

• Size değer veren ve sizin için önemli olan birinin resmini yanınızda bulundurun. Resme bakın ve kendinize bu insanın size değer verdiğini ve nasıl olduğunuza önem verdiğini hatırlatın. Yanınızda taşıyın ki, ne zaman isterseniz bakabilesiniz. Bazen bir resim, o kişi acınızın içinde sizinleymiş gibi hissetmenize yardım edebilir. Dünyada daha az yalnız hissetmenizi sağlayabilir.

• İnsanların size söylediği güzel veya rahatlatıcı şeylerin listesini yapın. Bu listeye eklemeler yapın ve sıklıkla okuyabileceğiniz bir yere koyun. Bazen insanların söylediklerini kelimesi kelimesine yazmak, size söyledikleri zamandaki ses tonlarını hatırlamanıza yardımcı olabilir. Size söyledikleri zamanda hissettiğiniz rahatlamayı, bu canlı anı size birçok kez getirecektir. 

• Terapistinizin veya arkadaşınızın sizin için ümit veren bir şey yazmasını isteyin. Yalnız olmadığınızı, size değer verildiğini anlatan bir şey. İhtiyaç duyduğunuzda bu yazılı sözlerde teselli bulun.

• İstediğiniz gibi bağırabileceğiniz bir yere gidin. Bazı acı türleri, size çığlık atacakmış hissi verir. Yapın. Eğer acınız, size bağırmanız için yalvarıyorsa, bağırın. Ormanda, evinizde ya da müziğin sesi açılmış arabanızda. İçinizde kalmasın. Sorun yok.


• Acınızı ifade eden sesi bulun. Acınızın sesi neye benziyor? Belki hıçkırmadır, belki vahşi bir çığlık, belki de gırtlaktan gelen veya uzun kahredici bir çığlık veya bunların hepsi. Dizlerinizin üzerine çöküp, başınızı geriye atıp, gökyüzüne doğru acı içinde bağırma hissinde misiniz? O zaman yapın. Acınızı ifade edecek yaratıcı bulmak iyidir. Acının bedeninizden çıkmasını sağlayın, size hangi ses doğal geliyorsa, içinizde kalmasın.

• Kendi sanatsal ifadenizle üzüntüyü azaltın. Boyalar, tebeşir, pastel boya veya keçeli kalem kullanarak, nasıl hissettiğinizi yansıtan resimler veya çizimler yapın. Belki de duygularınızı sembolize eden renklerin bir karışımı olacak. Birçok insan öfke ve hiddeti kırmızıyla, ümitsizlik ve çaresizliği siyahla ifade eder. Mavinin belli tonları üzüntüyü iletiyor olabilir. Siz hangi renkleri kullanıyorsunuz? Sizin için ne anlama geliyorlar?

• O esnadaki hislerinizi tarif eden bir şiir yazın. Acınıza neden olan anıları veya tecrübelere işaret eden bir şiirinizi besteleyin. Bir arkadaşınızla, sevgilinizle veya terapistinizle paylaşabilir veya kendinize saklayabilirsiniz.

• Günlüğünüze içinizi dökebilirsiniz. Sayfalarına kalbinizden geçen her şeyi akıtabilirsiniz. Varlığınıza azap çektiren şeyleri yazın. Hislerinizin ve düşüncelerinizin kaleminizin ucundan akıp, güçlü sözcükler haline gelmesine izin verin. Düşüncelerinizi ve duygularınızı yazıya aktarmak, bazen çok büyük bir rahatlama sağlayabilir. Birçok insan, kimseye söyleyemediği şeyleri yazabilir bulur kendini. Belki yazdıklarınızı size yakın birisiyle paylaşabilirsiniz. Belki de terapiye beraberinizde getirmek istersiniz. Bazen dünyada en azından bir kişinin, ne hissettiğinizi anladığını bilmek iyi gelebilir.


• O şekilde hissettiğinizde bir başkasına nasıl hissettiğinizi söyleme riskini alın. Sırlarınızı, kalp acınızı, utancınızı güvendiğiniz birisiyle güvenli bir yerde, belki terapide, paylaşın. İçinizde sakladıklarınızı biriyle paylaşmak ve onların sizi bırakıp gitmediklerini görmek harika bir deneyimdir. Yapması korkutucu olabilir ama ödülleri de inanılmaz olabilir. Belki denemek istersiniz. 

• Arkadaşlarınızın acıyla nasıl başa çıktığını düşünün. Canı yandığında kendisi için özellikle nazik davranan var mı? Bu özel şeyi kendiniz için yapmak ister misiniz? İlerlemeniz süresince listeye yeni fikirler ekleyin, yeni şeyler denemekten korkmayın. Korkutucu olmalarına rağmen, risk almak ve yeni şeyler denemek öz bakım için nazik bir eylemdir.

Sizi, hislerinizi bütün yönleriyle tecrübe etmenizi engelleyen yapılması gereken zorunluluklar olabilir. Kalbinize onunla daha sonra ilgileneceğinize dair söz verin. Gelebileceğiniz ve yaralarını şefkatle sarabileceğiniz zamana kadar, onun güvende ve rahatta olmasını sağlamak için yumuşak, sıcak bir battaniyeye sardığınızı hayal edin. 


Acının iyileşmesi için zamana ihtiyaç olduğunu hatırlayın. Bazı acılar diğerlerinden daha fazla şifa zamanına ihtiyaç duyar. Ne kadar uzun zaman alsa da üzerine gideceğinize dair kendinize söz verin. Yolun sonunda aydınlık ve sıhhat var. Acı bu dünyada sevmenin ve yaşamanın kaçınılmaz parçası. Her acının yerinde ve bir amacı olduğunu hatırlayın. Çoğunlukla acımızı ve duygularımızı adlandıramayız. Adlandıramayınca onları ret eder, bir kenara iter veya bastırırız. Tüm duygularınızı adlandırabilirisiniz, kucaklayın onları. Sizi siz yapan onlardır.


Tutunmak için bir şey:
Şifa bulma yolunda yürürken kendinizi yorulmuş hissedebilirsiniz. Bazı zamanlar hayat size çok zor gelebilir. Hayatınızın tabiatının daha aydınlık, yumuşak ve çiçeklerle dolu olmasının mümkün olmasını isterdim. Yürüdüğünüz yolu daha nazik yapabilseydim derhal yapardım. Siz bu kadar ıstırabı hak etmeyen güzel bir insansınız. Hayattaki tüm parıltılı şeylere sahip olmayı hak ediyorsunuz. Göremeseniz de aydınlık olduğu gerçeğine tutunun. Şu anda boş olduğunu hissediyor olsanız da, hayatı dolu yaşamanın mümkün olduğu gerçeğine tutunun. Ara sıra ne yapacağını bilmemek, mücadele etmek ve ne yapacağını bulmaya çalışmak sizi özgürlüğe taşıyacak. Kalbinizin içine bakarsanız, iyice bakarsanız, yumuşak ve nazik bir ruha sahip çok güzel bir insan göreceksiniz. Huzura ihtiyacı olan birini, size ihtiyacı olan birini göreceksiniz. Kalbinizi araştırdığınızda savaşçı ruhu ve bu savaşı kazanma cesaretini bulacaksınız. İblislerinizle yüzleşecek ve onlara karşı zafer kazanacak cesareti bulacaksınız. Acınızın içinden geçeceksiniz. Bu dünyayı kutsadığınızı ve içinde yaşanacak ondan daha güzel bir yer getirdiğinizi unutmayın.

Bunlar tıka basa doldurmanız ve arada bir acınız katlanılamaz hale geldiğinde hatırlamanız gereken şeyler. Aynı anda hem umut hem de ruh parçalayan acı hissetmek mümkün. Mücadele etmeye devam edin ve hiç vazgeçmeyin. Çok değerli ve özelsiniz. Yalnız olmadığınızı bilin: tüm savaşçı kız kardeşlerin ruhları sizinle birlikte yürüyor.